“Birçok trans kadına göre daha şanslıyım; kendi işim, markam, maddi gücüm var, ancak toplumda trans kadınlara asla iş verilmediği için seks işçiliği yapmak zorunda kalıyorlar.”

Makyaj artisti ve influencer olan 25 yaşındaki Arda Arya Bektaş’ın en hassas olduğu konuların başında, hayvan hakları ve insan hakları geliyor. Hayata yüksek bir farkındalıkla yaklaşarak, yaşadığı cinsiyet uyumlanma süreciyle birlikte, artık tam anlamıyla içindeki tüm renkleri gösteriyor. Bu süreci, “Bu benim için hem çok kolay hem de çok zor bir süreçti. Küllerimden doğdum diyebiliriz. Aslında hep bildiğim bir şeyi dışa vurdum, ancak hiç de kolay bir süreç değildi” cümleleriyle ifade ediyor. Bir trans kadın olarak deyimini bu konuya karşı duyduğu farkındalıkla yorumluyor: “Birçok trans kadına göre daha şanslıyım; kendi işim, markam, maddi gücüm var, ancak toplumda trans kadınlara asla iş verilmediği için seks işçiliği yapmak zorunda kalıyorlar ve hep, bir hayati tehlikeyle kelle tepside yaşıyorlar.” Cinsiyet uyum sürecini eş zamanlı olarak sosyal medyada da paylaşması, onun ve Z jenerasyonunun diğer kuşaklara göre ne kadar cesur olduğunun önemli örneklerinden biri.