Sosyal medya çağında ruh sağlığı
İçinde bulunduğumuz çağ; her şeye birer isim tayin ettiğimiz, herkesin birer içerik üreticisi, her bir duygunun birer içeriğe dönüştüğü bir çağ. Hepimiz bir şeylere odaklanamamaktan şikâyet ediyoruz ama bunu da elimizdeki telefonlardan yapıyoruz. Sosyal medya nesli, kendini en çok yalnız hisseden nesil. Peki nerede duracağız, ne yapacağız?

Getty Images

Getty Images
- TEXT Sinem Dönmez
Byung-Chul Han, “Yorgunluk Toplumu” adlı kitabının başında lafa şöyle girer: “Depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sınırdaki kişilik bozukluğu veya tükenmişlik sendromu gibi sinirsel hastalıklar başlamakta olan 21. yüzyılın patolojik manzarasını tayin etmektedir.”
İnsanların yaşamının, ruh sağlığının içeriğe dönüştüğü ve bunu normal bulduğumuz bir hayat yaşıyoruz. Birkaç yıl önce yaşayan insanların ömrüne sığmayacak kadar bilgiye, görsele birkaç saat içinde maruz kalıyoruz. Sadece 2023 ve 2024 yılında çıkan kişisel gelişim kitaplarının konuları aynı. Anksiyete, tükenmişlik, dikkat eksikliği... Gallup’ın yaptığı bir araştırmaya göre, insanlığın kendini mutlu hissetme eğrisi birkaç yıldır aşağı doğru iniyor. Mayıs 2021’den Kasım 2022’ye insanların “tükenmiş hissediyorum” deme oranı yüzde 4 artmış durumda.
Giriş yapın
İçeriklerimizi okumak için giriş yapın