Roald Dahl’ın “Matilda”sı veya Disney’in “Küçük Deniz Kızı”... Dr. Seuss’dan “Yeşil Yumurta ve Salam” veya Tolkien’den “Yüzüklerin Efendisi”... İnsan ilişkilerine, dünyanın düzenine dair ilk ipuçlarını aldığımız masallar ve hikâyeler. İyi kimdir, kötü kime denir, kim güzel, kim çirkindir farkında bile olmadan öğreniverdiğimiz metinler. Ve o metinlerin içinden derimizin içine işleyen ırkçı, cinsiyetçi, ayrımcı ifadeler. Hayata bakışımızı şekillendiren sanat eserlerinin dili günümüze taşınacak kadar değerli mi? Tüm kahramanları bembeyaz olan masallar bugünün gerçeklerine göre yeniden çekilmeli mi? Peki ya tarihi hikâyeler? Siyahi bir İngiltere kraliçesi görmek kimi sevindirir, kimi kızdırır?

Edebiyat ve ekran dünyası bir süredir tarihi eserlerin günümüze nasıl uyarlanması gerektiğini tartışıyor. Klasikleşmiş romanlardan silinen ifadeler, Disney masallarının yeniden çekimleri özgünlüğün politik doğruculuk uğruna katledilmesi mi, yoksa yıllarca katlandığımız berbat bir dilin nihayet düzeltilmesi mi? Konuyu masaya yatırdık, uzmanların fikrini aldık.