Hem soyut hem de maddesel birtakım zihin oyunları ve duygu yoklamalarıyla sizi bulunduğunuz yerden farklı noktalara götürebilecek güçteki kokular, kendinizle yüzleşmeniz ve gerçek sizi daha iyi tanımanız için de etkili bir araç. Geçmişi anlayabilmek, şimdiyi kavrayabilmek ve geleceğe yön vermek için doğanın bize cömertçe sunduğu bu içerikler, koklandığı anda beyin tarafından akıl almaz bir şekilde filtrelenip analiz edildikten sonra, saniyeler içinde duygu durumuna yansıyor. Bazen, “Bu koku bana çocukluğumu hatırlattı” ya da “anneannemin evinde hissettirdi” deriz. Bazen de öyle bir koku alırız ki o ortamda çok gergin ve huzursuz oluruz. İşte bunların hepsi evrenin bize verdiği kokulu mesajlar. Doğru bir şekilde alır kabul ederseniz çok daha iyi hissedeceğiniz garanti.

Binlerce yıl öncesine dayanan parfümün tarihi, bakıldığında insanlığın duyusal zenginliğini ve kendini en açık şekilde ifade etmenin de en eski yollarından biri. Mistik kokuların doğduğu yer olarak bilinen Eski Mısır’da firavunlar, ölülerin yanına koyulan bu değerli sıvıların ölümsüzlükle bağlantılı olduğuna inanırlardı. Roma İmparatorluğu dönemindeyse lüksü vurgulayan parfüm sanatı, Avrupa’ya yayılarak sadece elit sınıfın ayrıcalığı olmaktan artık çıkmıştı. Parfümü bir lüks sembolü olarak benimseyen Antik Yunan ve Roma toplumları da o dönemde bitkiler, çiçekler ve baharatlarla yaptıkları esansları yağlarla birleştirerek harmanlıyordu. Orta Çağ’daysa Arap coğrafyası parfümün yeni merkezi haline geldi. Damıtma tekniklerini geliştirdiler ve parfüm yapımında önemli bir adımın temellerini attılar. Bu, parfüm endüstrisinin evriminde dönüm noktalarından biriydi. 20. yüzyıldaysa parfüm endüstrisi modernleşerek küresel bir boyuta ulaştı. Ünlü tasarımcılar ve markalar yarattıkları kokularla dünyayı etkisi altına aldı. Şimdilerdeyse parfüm sanatı bir kültürel miras olarak yaşamımızı süslüyor, duygularımıza hitap ediyor ve benzersiz bir kişisel ifade biçimi haline geliyor.