Eğlence Kültürü
Mekândan bağımsız deneyim odaklı eğlence
Fine dining ile eğlence kültürünü bir arada sunan Lucca’nın sahibi Cem Mirap, çağın ruhunu yakalamak adına sürekli değişim ve yeniliğin peşinde.

Cem Mirap
TEXT Zeynep Sipahi PHOTOGRAPHY Merve Fatma
Gece hayatı ve fine dining’i bir arada sunan İstanbul’daki ilk mekânlardan birinin sahibisin. Bu fikir nasıl ortaya çıkmıştı?
Evet, İstanbul’da bunu ilk uygulayanlardan biriyiz. Lucca’yı açmadan önce yedi yıl New York’ta yaşadım, orada hem okudum hem çalıştım. O yıllarda New York’un klasik mekânlarının en önemli özelliği hem yiyecek-içecek hem de eğlencenin bir arada olmasıydı. Türkiye’ye döndüğümde hep böyle bir mekân açmak istiyordum; bütün gün devam eden, her saat gelebileceğiniz, her saat yemek yiyebileceğiniz, iyi kokteyller içebileceğiniz ve aynı zamanda da akşam eğlenceye devam edebileceğiniz bir yer. 2004 yılında Lucca açıldı. O zamanlar İstanbul’da daha büyük gece kulüpleri ya da cafe gibi yerler veya fine dining restoranlar vardı, bahsettiğim türde her şeyi bir arada yaşayabileceğiniz yerler fazla yoktu ve ben Lucca’yı yaparken kafamda öyle bir yer vardı. Eğlence elementinin dahil olduğu modern bir restoran-bar diyebiliriz. Bu, en başından beri aklımdaki konseptin bir parçasıydı.
Giriş yapın
İçeriklerimizi okumak için giriş yapın