Depresif ve kaygılı bir toplum

Dönem dönem ülkemizin depresyon ve anksiyete sıralamalarında ilk sıralarda yer aldığına dair haberlere denk geliyoruz. Etrafımızı biraz gözlemlediğimizde ise her birimizin taşıdığı kaygı seviyesinin yüksekliğini fark etmek, anksiyetemizin daha da tetiklenmesine neden olabiliyor. Hem bu çıkan haberlerin ne kadar doğru olduğunu hem de kaygımızın kökeninde nelerin yattığını Klinik Psikolog ve Psikoterapist Dr. Ferhat Jak İçöz yanıtlıyor.

İÇERİKLER2.png

Getty Images

INTERVIEW Bağlan Keskin

“Türkiye Avrupa’da depresyon ve anksiyetede birinci oldu” haberini pek çok yerden okumuşsundur. Gerçekten öyle mi?

Açıkçası istatistiki bilgilere, özellikle insan deneyimini derleyip toparlamaya çalışan verilere bir parça eleştirel yaklaşmakta fayda var. Kim birinci, kim sonuncu, kim onuncu, hangi metotla belirleniyor, nasıl bir örneklem, kimlere soruldu? Sorulması gereken çok şey var. Ancak kimin en depresif ve kaygılı olduğunun bir önemi yok. “En” kısmının bir önemi yok daha doğrusu. Kendi bireysel gözlemime dayanarak Türkiye’de oldukça fazla depresyon ve kaygıdan mustarip insan olduğunu söyleyebilirim.

Giriş yapın

İçeriklerimizi okumak için giriş yapın

Hesabınız yok mu? Üye Ol