İlk uzun metrajın “Kar ve Ayı” vizyona girdi ve yurt dışında birçok ödüle layık görüldü. Nasıl hissediyorsun?

Film yapmak oldukça uzun bir yolculuk. Her sabah uyanıp önce kendi kendini, sonra da seninle o yolu yürüyen herkesi yeniden ve yeniden motive etmeyi öğreniyorsun bir yönetmen olarak. Finalde tabii ki önemli bir festivalde filmin dünya prömiyerini yapmak, birçok ülkeyi kapsayan festival yolculuğu, ödüller, bu uzun süren engelleri aşma savaşının meyveleri gibi. Ama benim için en motive edici olanın; seyirci ile buluşabilmek ve benim dünyama ait bir gerçekliğin, dertlerin, soruların birçok insanda karşılık bulması olduğunu öğrendim bu süreçte. O yüzden tek bir his söylemem gerekirse, huzurlu hissediyorum diyebilirim. Arada da kendi omzuma vurup “bravo sana” diyorum, ne dalgaları aşıp geldin buraya.