Yazmak mı daha çok keyif veriyor, yoksa çekmek mi?

Bence çekmek. Senaristliği, sette ne çekeceğimi unutmayayım diye yaptım. Doğaçlama yazarım ben. Diyalogları oturup düşünmem mesela. İki, üç ay o işin kafasına girerim. Mesela “Doğu”yu yazma sürecinde biz altı ay hiçbir şey yazmadık. Doğu’yla danalar gibi güreştik, mangal yaptık. Altı ay sonra dedim ki Doğu’ya, “Tamam, seni bir süre görmek istemiyorum, sen git”. Sonra oturdum iki ay yazdım, ardından ona attım. O da beğendi, beğenmedi. Kafasına takıldı. Sustuk, konuşmadık. Sete geldik. Benim dediğim de değil, onun dediği de, kim gülüyorsa o. Komedi yazmak, ben bir tane çok komik replik buldum demekle olmuyor. Gülmüyorlarsa, yemişim senin komik repliğini. Doğu varken orada, ben ona bu komik de diyemem. Ben varken o bana, bu komik değil de diyemez. Doğu’yla biz imece usulü yapıyoruz ve bundan sonra her setim böyle olacak benim.