Yalnızlık bulaşıcı mı?
Çağımızın en yaygın ve derin duygusal sorunlarından biri belki de “yalnızlık”. Dijital dünyada sosyal hayatımız ne kadar aktif olsa da, özel hayatlarımızda yalnızlık bir kafa dinleme yöntemi haline geldi. Bu his bulaşıcı mı? Rahatımızı bozan kimse olsun istemiyor muyuz? Yoksa tüm bunlara sebep öz sevgi yoksunluğu mu? Psikologlarla psikiyatri koltuklarında bunun yanıtını ararken evdeki üçlü koltukta neden tek kişi oturuyoruz, gelin yakından bakalım.

Büyük İskender’in Gravürü, 1882. Getty Images
- TEXT Sinem Vural
Aşk ve öz sevgi, bireyin duygusal ve psikolojik sağlığı üzerinde derin etkiler yaratan iki önemli kavram. Her iki kelime de kişisel gelişim ve ilişkilerde büyük bir rol sahibi olduğu gibi, her bireyde yansımaları farklı oluyor.
Diğer yandan aşkın ve öz sevginin ne kadar iç içe olduğunu fark etmemek mümkün değil. İstanbul’un karmaşasında kendimi gerçekleştirmeye çalışırken, aşka dair romantik hayaller kurarak büyüdüm. Romantik komedilere ağladım, arkadaşlarımın düğünlerinde gözlerim dolarken kendimi buldum. Zaman içinde yaşadığınız deneyimlerden anlıyorsunuz ki, ancak kendinizi sevmeyi öğrenerek başkalarıyla sağlıklı bir ilişki kurabilirsiniz. Peki tüm o hengâme içerisinde kendimizi severken başka birini sevecek alanımız kalıyor mu? Bu yazının tüm ilhamı aslında şehirden ve aynadan geliyor.
Giriş yapın
İçeriklerimizi okumak için giriş yapın