“Ben gerçekten romantik bir insanım ama aşk bilin ki, sadece size ait bir duygu. Karşınızdakinden hiçbir şey beklemeyin. Eğer bekliyorsanız, çok büyük yanılgı içine düşersiniz. O sevgi, sadece size ait.”

Duygusal ve nahif biriyseniz, etrafınızda olup bitenlere kayıtsız kalmanız pek de mümkün olmuyor. Zor bir yılı arkasında bırakan Itır Esen için de bu geçerli. “Zor bir sene geçirdim. Kayıplarım oldu. Ablamı ve bir arkadaşımı kaybettim. Aslında hepimiz için zor olan bir dönemden geçiyoruz. Biraz fazla duygusal ve nahif bir insan olduğum için çevrede olanlardan etkilenmemek çok zor. Hayvanlara yapılan zalimlikleri kaldırabilmek çok zor. Kadınlara olan şiddete arkamızı dönüp gitmemiz çok zor. Bütün bunlardan etkilenmemek, bir kadın olarak çok zor.” Böyle bir ortamda, hayata dair motivasyon kaynağını nerede bulduğunu merak ediyorum. “Bütün bunlarla başa çıkabildiğimi söyleyemem. Çünkü herkesle empati kuran bir kişiliğim var, ne yazık ki. Çocukluğumdan beri öyleyim. Hayvanlara, mağdur olan insanlara dayanamıyorum. Son 20 yıldaki bu nefret pompalanmasına, insanlara nefret aşılanmasına, bu kadar her şeyin sevgisizlikle yapılmasına katlanamıyorum.” Peki, bu kadar olumsuzluk hiç mi insanın içinde nefret duygusunu tetiklemez? “Nefret, benim için korkunç bir kelime. Bu ne yazık ki, son 20 yılda ülkemizde çok şiddetli bir biçimde topluma enjekte edildi. Benim hiç sevmediğim ve lügatımda olmayan bir kelime.”