Seks olumlamadan seks resesyonuna: Yeni bir çağ

Dünyanın pek çok yerinde gençlerin cinselliğe dair tutumu üzerine yapılan araştırmalarda, farklı kıtalardan benzer sonuçlar çıkıyor: Gençler anne babalarından daha az sevişiyor. Sekse olan ilginin azalmasıyla açıklanamayacak bir konu daha var. Aynı kuşak, ekranda bile seksin azalmasını istiyor. Gelin, bunun garip olduğunu düşündüğümüz ilk tepkimizi bir kenara koyalım. Pek parası olmayan, antidepresanla yaşayan, ömrünün üç yılını karantinada geçiren bu nesil, seksi olmak zorundasın baskısı karşısında ne hisseder?

İÇERİKLER2.png

Raphael’in “Sistine Madonna”sından esinlenerek yapılmış iki kanatlı melek tasvirinin vintage çizimi, yaklaşık 1910’lar. Getty Images

  • TEXT Sinem Dönmez

Gün içinde, ne kadar çok seks odaklı medyaya maruz kaldığınızın ne kadar farkındasınız? Ülkenin en seksi insanı, dünyanın en seksi oyuncuları, mutlu sonla biten filmler, porno, seksi bir bel, seksi bir popo, olimpiyatlardaki seksi sporcular, yüzücüler... Tüm bu yoğunluk, başka bir yerden kendi dengesini buluyor. Seks ölüyor, üstelik sessiz bir şekilde ölmüyor artık.

Çanlar seks için çalarken, dünya bunu hayretle, kocaman bir “nasıl yani?” duygusuyla karşılıyor. O kadar sekse, libidoya, cinsel gücün çekimine odaklıyız ki, göremiyoruz. Tarihsel olarak bozulan bir ezber bu. Hassasiyetlerin yeni yeni anlaşıldığı çağda bilmediğimiz, ihtimal vermediğimiz bir şey. Ne ikram edeceğimizi bilmiyoruz. Çünkü bildiğimiz tek şey, seksin sattığı. Seks satamayacağımız insana ne satabiliriz? Herkesin cinselliğin peşinde koştuğu, kendini arzulanabilir kılmak için para harcadığı, neredeyse tüm endüstrilerin kanca olarak kullandığı “dünyayı döndüren” seks, satılamadığında ne olur?

Giriş yapın

İçeriklerimizi okumak için giriş yapın

Hesabınız yok mu? Üye Ol