Edebiyatın meskeni: Aşk

Aşkın, edebiyattaki yerinin ne denli “vazgeçilmez” olduğu yadsınamaz bir gerçek. Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden Nermin Yıldırım, Müge İplikçi, Mahir Ünsal Eriş, Aslı Tohumcu ve Karin Karakaşlı’nın öykü tadındaki yanıtlarıyla edebiyat ve aşk arasındaki ilişkiyi keşfediyoruz.

İÇERİKLER3.png

Müge İplikçi / Fotoğraf Lütfi Özgünaydın

İÇERİKLER4.png

Karin Karakaşlı / Fotoğraf Berge Arabian

İÇERİKLER2.png

Nermin Yıldırım

İÇERİKLER5.png

Mahir Ünsal Eriş

İÇERİKLER6.png

Aslı Tohumcu

  • TEXT Nihan Bora

Nermin Yıldırım

Aşkı yaşamanın binbir türlü hali var. Dünya nüfusu kadar hatta her bireyin yaşı, deneyimi ve ruh hali kadar çeşidi var diyebiliriz. Gençlik yıllarında aşkın hormonlarla daha bağlantılı olduğunu söyleyen Nermin Yıldırım da benzer fikirde: “Yaş ve deneyimle birlikte yaşadıklarınız ve reaksiyonlarınız üstüne düşünmeye başladığınızda, kendinizi daha iyi tanıyor, ipleri elinize alıyor ve hormonların ya da çocukluktan getirdiğiniz paternlerin buyruğu altına girmeyi reddetmeye de başlıyorsunuz. Aşk tanımınızla birlikte âşık haliniz ve aşklarınız da değişiyor.”

Giriş yapın

İçeriklerimizi okumak için giriş yapın

Hesabınız yok mu? Üye Ol