Aşk eskisi kadar güçlü mü?

Romantizm, içi boşalmış bir ceviz kabuğu gibi yuvarlanırken günümüz ilişkileri zamanın ruhuna göre şekil alıyor. Ezberlerin bozulduğu bu dönemde, yeni ilişki kodları neler?

İÇERİKLER2.png

Yarışmacılar, New York City’de düzenlenen 2004 NPC Empire States Vücut Geliştirme ve Kim Klein Fitness/ Figure Şampiyonası için ısınıyor, 2004. Getty Images

İÇERİKLER4.png

Yarışmacılar, New York City’de düzenlenen 2004 NPC Empire States Vücut Geliştirme ve Kim Klein Fitness/ Figure Şampiyonası için ısınıyor, 2004. Getty Images

İÇERİKLER3.png

Yarışmacılar, New York City’de düzenlenen 2004 NPC Empire States Vücut Geliştirme ve Kim Klein Fitness/ Figure Şampiyonası için ısınıyor, 2004. Getty Images

TEXT Zeynep Sipahi

Günümüzde ilişkiler geçmiş nesillere göre çok daha farklı ve karmaşık yaşanıyor. Aşk ve şehvet tanrısı Eros’un okları ise belli bir nostaljiyle yad edilen “romantik” zamanlardaki gibi hedefini artık 12’den vuramıyor. Meşhur, “İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana dek...” cümlesinin altı giderek boşalırken, sadakat ve bağlılık kavramlarına yaklaşım değişiyor. Günümüzde çoğu kişi için bağlılık, adeta ruhlarına takılmış prangaları temsil ediyor. Özgürlük çanlarının son ses yankılandığı ve bireyselliğin bu kadar savunulduğu dönemler, insanlık tarihinde tabii ki ilk kez yaşanmıyor, ancak her dönemin zeitgeist’ı kendi normlarını yaratıyor. Anlayacağınız, ilişkiler nesiller boyunca o dönemin zeitgeist’ına uygun şekilde evrilip gelişiyor ve bireyler de buna uyum sağlıyor. Eskiden evlenmek ve bir aile kurup soyu devam ettirmek öncelikken, günümüzde bunlar ikincil planda yer almaya başladı. Çin ve Japonya başta olmak üzere birçok ülkede doğum oranı o kadar düştü ki nüfusları yaşlanan ülkeler, devlet teşvikiyle yeniden genç nüfusun çoğalması için büyük bir çaba sarf ediyor. Evliliğe bakış açısındaki değişim ise apayrı bir mevzu. Hem günümüzde açık ilişkilerin yaygınlaşması hem de evliliğin geleneksel yaklaşımdan uzaklaşıp ekonomi tabanlı bir yere oturması gibi unsurlar var. Tabii bu değişimin ardındaki nedenler, başlı başına bir tez konusuna malzeme olacak kadar fazla. Küresel ısınma, savaşlar, ekonomik krizler... Zor zamanlardan geçiyoruz ve bu da haliyle hayata bakışımıza, ilişki kurma şekillerimize sirayet ediyor.

Dijital çağda yaşadığımız, yapay zekânın “Her” filmindeki gibi bizlere aslında “var olmayan” partnerler sunduğu bir dönemde, romantizm içi boşalmış bir ceviz kabuğu gibi yuvarlanmaya başladı. Peki bu noktaya nasıl geldik?

Giriş yapın

İçeriklerimizi okumak için giriş yapın

Hesabınız yok mu? Üye Ol