“Dijital dünya hepimizi tek tipleştirdi. ‘Güzel’ kabul edilen şey, Instagram’da talep gören o görsel formül oldu. Hepimiz onu yapmaya çalışıyoruz.”

Hazar Ergüçlü, tanıdığım en duyarlı insanlardan biri. Onun hiçbir toplumsal soruna sessiz kaldığını görmedim. Duyarlı olmanın incittiğini de kabul ediyor ve “Evet, duyarlı olmak incitici. Farkında olmazsan, acı da çekmezsin” diyor. Hazar’ın gerçeklik kodlarından biri de, “hatasızlığın sıkıcılığı”nın farkında olması. Sorunsuz bir dünyanın çözüm olmadığının farkında. “Aşırı sıkıcı olurdu. İlerleme olmazdı. Bana göre değil en azından. Huzur o kadar da iyi bir şey değil sanki.” Hatalarını kabul etme konusunda da dürüst, “Hatalarımı kabul ederim. İlerlemek için gerekli” diyor. Hatta duygusal ilişkisinde ya da dostluklarında toksik olabildiğini de kabul ediyor ve “Her zaman değil, ama duruma göre evet. Öyle olmadığını söyleyen, yalan söylüyordur” diye de ekliyor. Hazar’ın en büyük savunma mekanizması ise “her şeyi hafife almak”…