“Uzun süren ilişkinin formülü, her şeyden önce karşılıklı saygı bence. Dürüst davranmak, olabildiğince açık iletişim kurmak... Çok eğlenmek bir de. Eğlenmiyorsan, olmaz o iş.”

Gündemi takip etmenin yanı sıra, bu konuda en cesur açıklamaları yapan biri de, Hazal Kaya. “Pera Palas’ta Gece Yarısı” ve “Sorgu” adlı iki dijital platform işiyle oyunculukta farklı karakterlerle karşımıza çıkıyor. “‘Sorgu’da çok ciddi bir şiddet hikâyesi izliyoruz; yani burada kadına şiddet var, çocuğa şiddet var, hayvana şiddet var. Şiddet bir canlıya ne yapar? Bunu her anlamda izlediğimiz bir iş ‘Sorgu.’ Kurbanlardan biri olarak benim oynadığım karakter de, mecburen sert ve şiddet eğilimli bir tip. Bakalım, çok merak ediyorum ne diyeceksiniz.” 33 yaşındaki oyuncu aslında ikonik karakterlerin ve dizilerin yüzü diyebiliriz. “Aşk-ı Memnu” ve “Adını Feriha Koydum”, hâlâ popüler kültürü besliyor. Çok genç yaşlardan beri çalışan Kaya, hayatının yarısından fazlasını oyunculuğa verdi. “Oyunculuk, artık hayatımın yarısından fazlasını kaplayan bir macera. Bir de çok kollu bir iş bizimki; çıktık, oynadık, indik gibi olmuyor yani. Bunun basını var, şu an yaptığımız gibi dergi çekimi var, reklamı var. Ben bunları sevdiğim için keyifli, yoksa sevmeyenin asla çekebileceği bir şey değil bence. Uğraşılacak iş değil yani sevmeyen için. Benim için hâlâ çok eğlenceli, her anından zevk aldığım, heyecan duyduğum, inişleri çıkışları olan, düşüşleri ve sert yükselişleri olan keyifli bir iş.”